Pazartesi, Ağustos 17

Ay ışığında parlak bir geceydi...

Şarkılar benim hayatımın önemli bir parçası.
"Hayal bile edemezdim" diyeceğim diyarlara yolculuk ediyorum onlarla. Bu yüzden yeni şarkılar keşfetmeyi seviyorum. Eğer işlerim yoğun değilse çoğunlukla bilmediğim şarkılarda gezinirim. Bu gezintilerim sayesinde çok güzel şarkılarla yolum kesişir.

Ama bazen öyle şarkılar çıkar ki yoluma; bana yaşattığı duyguları ne kadar anlatsam kelimeler yetmez.

Aynen bu şarkı gibi :



Son günlerde durmadan bu şarkıyı dinliyorum. Onu dinlerken genelde kendimi turuncu bir günbatımında, nehir ya da göl kıyısında yeşil bir alanın içinde yalınayak dolaşırken hayal ediyorum.

İstiyorum ki; benim bu kadar keyif aldığım şarkıyı herkes bilsin, bu aldığım keyfi onlar da alsın. Sanki herkes her türü seviyormuş gibi :)))

"Bu şarkıyı herkes bilmeli" düşüncesiyle bir gün facebookta da paylaştım. Neslihan yani namı değer Yazgüneşi'de çok beğenmiş şarkıyı ve internetten hikayesini araştırmış hemen (ben niye akıl edemediysem!) :))

Carlos Nuanez'in resmi web sitesinden öğrendiğimize göre; sözleri Galiçyaca olan bir parçadır. Carlos bu parçayı bir zamanlar Galiçya'da huzur içinde yaşayan Yahudi topluluklarını ve onların kültürlerini anmak amacıyla kaydetmiştir ki; kendi büyük annesi Sara'da bu kültürün izlerini yaşamında barındırmaktadır. Ne yazık ki İspanya'nın katolikleşmesi sürecinde bu Yahudi toplulukları büyük baskılar görmüş ve ya kaçmaya ya da kendi içlerine kapanmaya zorlanmışlardır.

Şarkının sözlerini oluşturan "Romans" 20. yüzyıl başlarında yine Galiçya'da ve "Washerwomen of the Night" ("Les Lavandières") söylencesinden derlenmiştir. Kelt kültlerinde de yer bulan bu öykünün Galiçya versiyonu düşüklere sebep olarak işlediği günahların cezasını sonsuza kadar kanlı bir çarşafı yıkamakla çekecek hayalet bir kadından bahseder.


Şarkı sözlerinin Türkçe çevirisi de şöyle:

Ay ışığında bir geceydi
parlak ve berrak bir gece

Nehir kenarında yürüyordum.
değirmenden gelirken,

Bir kadına rastladım,
suda çamaşır yıkayan

Nehrin içinde çamaşır yıkıyor,
bir yandan da şarkı söylüyordu

"Değirmenden gelen kız
yoldan aşağı inen kız
katlamama yardım et
yıkadığım çarşafımı
ulu meryem senden razı olsun
aziz lawrence seni korusun"

Çamaşırcı kadın gözden kayboldu
sanki dağılan bir sis gibi
çarşafın katlandığı yerde
sadece kandan bir gölet kaldı
ay ışığında bir geceydi
parlak ve berrak bir gece


Şarkının neredeyse tüm farklı yorumlarını dinledim. Bu da bir tanesi:



Hikayesi biraz acıklı olsa da, umarım şarkıdan siz de benim aldığım hazzı alırsınız :)

Şarkıya uzun zaman sonunda bana bloğa yazdırdığı için de ayrıca teşekkür borçluyum :))

Salı, Şubat 24

Karalama

Arada bir gelip bakıyorum bloğuma. Yani hem buraya, hem tibetdiyari'na...

Yazdıklarımı okuyorum; bir şeyler yakalarım da, ucundan kıyısından yazacak bir şeyler bulurum diye.

Sonra diyorum ki; ......................................

İşte........

Diyemiyorum bişii :))))

Bitmişim lan ben! :))))