Cuma, Aralık 20

Sevdanın Geçmişine Dair...



Ben bunları eski bir türk filminde görmüştüm
Delirten bir acıyı tek başıma izlemiştim
Jilet kesiği bir soğuktu dışarı çıktığımda
nefesleriyle buz üfleyen köpekler görmüştüm
Sonradan oyuna girip ilk önce alınmanın
ne demek olduğunu önceden de biliyordum
Saçak altlarında çok saçmalardım o zamanlar
Hayli cüretkardım üstelik tek elle velesbit sürerdim
Şaşırmamam bundan işte aklımı kaybetmem
Delirmemem bundan işte çok önceden delirmiştim
Ben seni biz daha karşılaşmadan sevmiştim



Gülme lütfen şurada ciddi bir şey söylüyorum
Ben seni parklarda şarap içerken sevmiştim
Ben seni sen daha önlüklü bir çocukken
Ben seni sen daha adımı bile bilmezken
Ben seni sevmeyi ilk öğrendiğimde sevmiştim
Cüretkarlığım bundan işte daha önce de cüret etmiştim
Ben bunların hepsini çok önceden yaşamıştım
Otlar toplamıştım sana saksına fesleğenler ekmiştim
Bakma lütfen şurada bir şey itiraf ediyorum
Ben senin melek olduğunu görmeden de anlamıştım
Seninle öğrendim ben melekler nasıl sevilir
Seninle öğrendim evet ağzı dolusu küfür etmeyi
Yoktu haberin doğru ama bunun ne önemi var
Ben senin gözlerini görmeden ezberlemiştim...

Ali Lidar

Perşembe, Aralık 19

Vazgeçtim...


Vazgeçtim...
Fotoğrafçı olmaktan...
Muhtemelen olamayacaktım zaten, o yüzden yerinde bir karar oldu.

Vazgectim fotoğrafçı olmaktan çünkü, farkettimki oğlumdan 'daha'sı yok bu dünyada!
Aman yanlış anlamayın; kendini ve sevdiklerini beğenmis biri olmadım hiç
ama gözüm, gönlüm ondan başkasını görmüyor işte!

Yani siz söyleyin;
onun gülüşünden başka kimin gülüşü aydınlatabilir içimi,
'daha fazla' kim ışık saçabilir gönlüme?

Gözünden akan yaştan 'daha fazla' içimi ne acıtabilir?
Onun canının yanışından 'daha fazla' canımı ne yakabilir?

Bazen yanına uzandığımda,
uyumak için yüzünü yüzüme yaslamasından 'daha çok' içimi ne ısıtabilir?

Gözlerini ayırmadan ondan 'daha iyi' kim dinleyebilir beni, sanki anlıyormuş gibi?
O boncuk gözleriyle kim ondan 'daha ilgiyle' 'daha sevgiyle' bakabilir bana?

Moralimin bozuk olduğu zamanlarda kim küçük bir tebessümüyle herşeyi unutturabilir bana?
Şımarıklık oldugunu bile bile, başka kim istediğini yaptırabilir bana?

'Daha'sı var mı söyleyin...

Ve söyleyin, her haliyle kim ondan 'daha iyi' poz verebilir bana?
Yani söyleyin, ondan 'daha güzel' kim, ne olabilir?

Hadi ama söyleyin,
bu dünyada ondan başka kim ya da ne bana her şeyi 'daha çok' hissettirebilir?

Kısacası...
Vazgeçtim fotoğrafçı olmaktan...
Çünkü...
ANNE olmaya karar verdim!...


Bu yazıyı Tibet doğduktan 2-3 ay sonra yazmıştım. Doğumdan önce fotoğrafçılığa merak salmış, kurslara bile gitmiştim. Fotoğrafçı olacağım tabi ki yoktu ama ilgim çoktu.. Oğlumun doğumundan sonra bir sabah bu hislerle uyandım ve unutmadan deftere yazdım. Tibet'in bloğunda da var, burada da olsun istedim...

Cuma, Aralık 13

Gıcığım!

Zayıf kadınlara!


Hatun geçmiş karşıma, iki gıdım bişey, yiyor da yiyor! Önden meze, arkadan ana yemek, tatlı, kola, meyve... Ya ben?! Yazık değil mi anacım bana. Her yediğim lokmayı sayıyorum resmen ☹ Salata, salata nereye kadar?!

Yok yok, bunun bir formülü olmalı ama ne? Aklımda ne şeytani fikirler var, bilsen korkarsın. Şeytanla işbirliği yapmamak için zor tutuyorum kendimi!
Misal diyor ki;
“Al hamam terliğini çak ağzına ağzına bak bakalım bir daha karşında böyle yiyebiliyor mu?”

Ne diyordum, hah!:
“Ay tatlım yaa, ne güzelsin böylee! Ben su içsem yarıyor vallahi, keşke ben de senin gibi olsam.”


Not: Bundan sonra kendime bir gıcığım serisi hazırlamaya karar verdim. Bu da ilki ;)