Çizmeli kedi öldü! Yaşasın Dövmeli Deli!!
Öyle
Kendini Dinleyen bloğu falan hepsi bahane. Artık içimdeki gerçek beni ortaya çıkarmanın vakti geldi. Ben dövmeli deliyim. Çizmeli Kedi’yi ben öldürdüm. 19.Yüzyıldan beri gıcık oluyordum zaten. Benim tonlarca para verip geceler boyu hayalini kurduğum, yastığımın altında sakladığım GucciMucci marka çizmelerimden daha güzel çizmeleri olduğu için hasetimle fesatım birbirine girdi, diazem almadan uyuyamaz oldum. Rüyalarıma çizmeleri giriyordu. Pis kedi!
Öyle bön bön bakmayın. Ne yapayım, kıskandım. Üstelik kendine yaptığı pelerini de kampanyadan almış, %80 indirimli ürün. Biz burada avuç içi kadar giysiye kamyon yüküyle para bayılalım, bir alıp sekiz ay taksitle ödeyelim, elin ortaçağ kedisi MangoZango’dan üç kuruşa misler gibi giyinsin kuşansın.. Yok öyle!
Geçen sabah uyandığımda gene aklıma çizmeleri düştü. Gözlerim kan çanağına dönmüş gibiydi. Çizmeliyi kıskanıyordum. Rüyalarımda bana dil çıkarıp ‘’
kabaramazsın kel Sibel benim çizmelerim güzel seninki çirkin’’ diyordu. İntikamımı aldım mutluyum. Çocuklar gibi şenim. Ohhhh çatla da patla çizmeli, sen artık bir çöpsün.
Dün sabah kahvaltımı ettim, (sahanda yumurta az pişmiş, zeytin, çay ve sunta krakeri) sonra da soğuk meze niyetine yiyeceğim intikam planımı hazırladım. Tibet’in zaman makinasına girip 1897’ye gidecek ve o çizmelerini kafasına geçirip geri dönecektim. Ama onun çizmeleri ünlüydü. Hem de daha güzeldi.
Offf yaaa offf! Benim de bir simgem olmalıydı. Ben de gidip dövme yaptırdım. Kediler anka kuşlarından korkarmış öyle duydum, ben de gidip sağ omuzuma anka kuşu dövmesi yaptırdım. Kabaramazsın çizmeli, dövmem güzel sen çirkin... kahvaltı masasını toplamadan bırakıp zaman makinasının içine girdim. Girmeden önce fön de çektim. Elin ortaçağlıları beni bakımsız görmesinler. Kızıl saçıma da pek yakıştı. Çizmeli’nin saçı yok ya ooohh çatlasın!
1897 ye gelince müsati bir yerde indim. Karşıma çıkan ilk insana
nerde o yellozzz diye sordum gösterdiler evini. Evden çıkınca yakaladım, bi güzel çizmelerini çıkarıp kestim. Sonra da çamura attım. O artık çizmesiz alelade bir kediydi. Ben ise çizmeleri daha güzel dövmeli deli. Kalabalık toplandığında batan güneşi arkama alarak bir kayanın tepesine çıkıp çizmelerimi halka gösterdim. Halk çok beğendi. Dövmemi de. Beni çılgınca alkışladılar. Sağolun varolun anacım..
Zaman makinasına girip eve döndüm, duş aldım çizmelerimi giyip ofise gittim. Ofis arkadaşım Şaziment çizmelerimi çekemiyor biliyorum. O şaşı gözleriyle üç kere çizmelerime bakarken yakaladım. Eh bu çizmelere bişey olsun ben o masandaki laptobu sarı kafanda paralamazmıyım zilli...
Çizmelerim benimmmm..Güzel çizmelerim... Muhteşem dövmelerim....
Sizi seviyorum muck muck muck !
Not : Bu yazıyı benim adıma yazıp beni cümle bloggerlara rezil eden çizmesiz manyak Syrakusa, elbet bulurum adresini kıstırırım tenhada, bu fotodaki çizmeli gibi bakar kalırsın! bittin oolum sen!