Cuma, Şubat 26

İyi hafta sonları


Sonsuz bir karanligin içinden dogdum.
Isigi gördüm, korktum.
Agladim.

Zamanla isikta yasamayi ögrendim.
Karanligi gördüm, korktum.
Gün geldi sonsuz karanliga ugurladim sevdiklerimi.
Agladim.

Yasamayi ögrendim.
Dogumun, hayatin bitmeye basladigi an oldugunu;
aradaki bölümün, ölümden çalinan zamanlar oldugunu ögrendim.

Zamani ögrendim.
Yaristim onunla...
Zamanla yarisilmayacagini,
zamanla barisilacagini, zamanla ögrendim...

Insani ögrendim.
Sonra insanlarin içinde iyiler ve kötüler oldugunu...
Sonra da her insanin içinde
iyilik ve kötülük bulundugunu ögrendim.

Sevmeyi ögrendim.
Sonra güvenmeyi...
Sonra da güvenin sevgiden daha kalici oldugunu,
sevginin güvenin saglam zemini üzerine kuruldugunu ögrendim.

Insan tenini ögrendim.
Sonra tenin altnda bir ruh bulundugunu. ..
Sonra da ruhun aslinda tenin üstünde oldugunu ögrendim.

Evreni ögrendim.
Sonra evreni aydinlatmanin yollarini ögrendim.
Sonunda evreni aydinlatabilmek için
önce çevreni aydinlatabilmek gerektigin ögrendim.

Ekmegi ögrendim.
Sonra baris için ekmegin bolca üretilmesi gerektigini.
Sonra da ekmegi hakça ülesmenin,
bolca üretmek kadar önemli oldugunu ögrendim.
Okumayi ögrendim.
Kendime yaziyi ögrettim sonra...
Ve bir süre sonra yazi, kendimi ögretti bana...
  
Gitmeyi ögrendim.
Sonra dayanamayip dönmeyi...
Daha da sonra kendime ragmen gitmeyi...

Dünyaya tek basina meydan okumayi ögrendim genç yasta...
Sonra kalabaliklarla birlikte yürümek gerektigi fikrine vardim.
Sonra da asil yürüyüsün kalabaliklara karsi olmasi gerektigine aydim.

Düsünmeyi ögrendim.
Sonra kaliplar içinde düsünmeyi ögrendim.
Sonra saglikli düsünmenin kaliplari yikarak düsünmek oldugunu ögrendim.

Namusun önemini ögrendim evde...
Sonra yoksundan namus beklemenin namussuzluk oldugunu;
gerçek namusun, günah elinin altindayken,
günaha el sürmemek oldugunu ögrendim.

Gerçegi ögrendim bir gün...
Ve gerçegin aci oldugunu...
Sonra dozunda acinin, yemege oldugu kadar
hayata da lezzet kattigini ögrendim.

Her canlinin ölümü tadacagini
ama sadece bazilarinin hayati tadacagini ögrendim.

Ben dostlarımı ne kalbimle ne de aklımla severim.
Olur ya ...
Kalp durur ...
Akıl unutur ...
Ben dostlarımı ruhumla severim.
O ne durur, ne de unutur ...


MEVLANA

Perşembe, Şubat 18

Kendini önemseyen

Çevrendeki herkes senin aynan!


Karşındaki insan olumsuz biriyse eğer,
bu kişinin seni yansıttığını kabul etmek çok zor.

Nasıl olabilir ki, nasıl bana benzeyebilir?
Ya da
Benim ona benzemem mümkün değil!!!

Aslında bunlar ne kadarda kendini önemseyen sözler...

Farkında mısın?

Salı, Şubat 9

sorumluluk dediğin

kırgınım...

yaşadıklarımın benim sorumluluğumda olduğunu
kabul edemeyecek kadar...

yorgunum...

birinin "bırak ben hallederim" demesini
isteyecek kadar...

Pazartesi, Şubat 8

Kibir



İki kat kibir, iki kat çabuk yenilgi demektir!

StarWars III

Perşembe, Şubat 4

olmayan


“Olmadık” hayaller peşinde koştum...
Hepsi uçtu gitti.
Bakakaldım arkalarından.

Boynum bükük...
Kalbim kırık...

Ama anladım artık...
Aslında hayaller değil “Olmadık” olan...
BENİM
Benim onlara yüklediklerim...

Şimdi...

Yeni hayaller inşa ediyorum.

İnançlı...
Kuvvetli...
Sevgiyle yoğrulmuş...

Çarşamba, Şubat 3

işte geldim, buradayım...


Duyguları ifade etmek her zaman kolay olmuyor.
Hele ki benim gibi konuşarak ifade konusunda kendinizi sorunlu bulan bir insan için.

Hayat olumlu bakmak içindir...

Becerebiliyorsan eğer...

Ne kadar bunu bilsede insan, her zaman uygulayamıyor işte...

Gülse bile yüzün, dışarıya gösterdiğin maske olmaktan öteye geçemiyor...

Aynada kendine bakıp, ne kadar istesende “seni seviyorum” demeyi, dökülmüyor kelimeler, çıkmak istemiyor...

Bazen öyle bir zaman geliyor ki, aslında ortada söylenecek bir olumsuzluk olmamasına rağmen, ruhun soğuk oluyor. Bir türlü ısınamıyorsun...

Evet, evet duydum... Haklısın...

Ruh soğumaz hiç bir zaman... ama... içimdeki anlatamam başka türlü...

Demem o ki...

Bana ifade etmeye bir yer lazımdı... kendimi anlamaya... anlatmaya...

Buradayım işte...