Bu aralar yazacak hiç bir şey yok sanki...
Aslında yaşadığım öyle çok şey var ki...
Gerek yüzümü güldüren ama en çok canımı sıkan...
Yeterince şükretmiyor muyum diyorum bazen kendi kendime. Acaba, elimdekilerin kıymetini bilmiyor muyum? Neden bu kadar karamsarlık, nedir bu güvensizlik?!...
Yine kendine yükleniyorsun diyeceksiniz biliyorum... Ama... İşin kolayı zaten başkasına yük atmak. Üstüne bir de tam “Ohhh!” çekecekken tekrar “Offf!”ların hayatımıza girmesi...
Elim çok gidiyor klavyeye, aklımdakileri dökmek için. Yine her zamanki gibi kelimeleri bir araya getiremeyip, düzgün cümleler kuramıyorum...
Ah oğlum! Aynayı hep bana tutmak zorunda mısın?
“Bazen birbirimize çok kızıyoruz annecim ama biz çoookkk mutluyuz!”
zaman zaman hepimizde oluyor
YanıtlaSilÖnemli olan da sonuç zaten.Mutluysanız eğer diğer yazmak istediklerin fakat yazmadıkların geçicidir eminim yani umuyorum
YanıtlaSilEvet, kendine çok yükleniyorsun :)
YanıtlaSilDaha doğrusu blogunun adı gibi kendini dinliyorsun.
Aslında olan biten; son günlerde tüm kasvetiyle çöken kar-kış şartlarıyla ilgili bence...
Hava kendine benzetiyor bizleri..
evet Elifcim oluyor biliyorum... geçip gitsin istiyorum çabucak...
YanıtlaSilAyla, ben de öyle umuyorum canımcım :)
Zeugmam, haklısın. içimdeki olur olmaz her sesi dinliyorum sanırım. sonucunda da bir türlü barış imzalayamıyorum kendimle. dediğin gibidir ümit ediyorum. havalar düzelince, ben de düzelirim inşallah :)
Ohhh harika... paylaşımınız için teşekkürler. :)
YanıtlaSilne güzel anlatmışsın...
YanıtlaSilsen de bana tutmuşsun aynayı sanki...