Pazartesi, Mayıs 20

Dondurma


Hafta sonu... Çıkmışız... Her zamanki gibi yapacak başka bir şey yokmuşcasına gitmişiz bir AVM’ye...

Evde kızarmış patates yemeyen oğlum, tutturmuş burger patatesi yiyeceğim diye, oturmuşuz bir masaya... Neyseki etsever değil de, hamburger diye tutturmuyor... Teselliye bak bendeki!

Ben zaten sevmem burger hamburgerlerini... Tırtıklıyorum oğlumun ve eşimin patateslerini...
Böyle zamanlarda gayri ihtiyari incelerim çevremi...

Gözüm çapraz masaya takılıyor.

Bir çift, karşılıklı oturmuş burger menü yiyor.
Kız bir şeyler söylenerek tepsiyi çocuğun üstüne itip, dökülmesine sebep oluyor içindekilerin. Neyseki adam bitirmiş yemeğini bir şey olmuyor üstüne başına ama kıza tersleniyor “Ne yaptığını sanıyorsun!”
Kız devam ediyor söylenmeye, bir yandan da sevgilisinin düzelttiği tepsiyi tekrar üzerine itiyor...
Adam söylenerek kalkıyor ve masayı terk ediyor!
Kız arkasından “Nereye gidiyorsun?” diye bağırıyor ama adam arkasına dönüp bakmıyor bile...
Kız hemen telefonuna sarılıyor, belli ki sevgilisini arıyor ama cevap yok!

ve... dönüp hiç bir şey olmamışçasına yemeğini yemeye başlıyor.

Hem de afiyetle!


iç ses: Ne yaptığını sanıyor sence?
ben: Kendi üstünlüğünü kabul ettirmeye çalışıyor olabilir.
iç ses: Üstünlüğünü böyle mi kabul ettirecek? Üstün olsa ne olacak?
ben: Terkedilemez olacak! ama gördüğün üzere er kişi bu blöfü görmedi!
aslına bakarsan erkeğe üstülüğünü kabul ettirmekten ziyade, belki de bu ilişkide kendini kendine ispat etmeye çalışıyordur.
iç ses: Nasıl yani? 
ben: Bir şekilde ilişkisinde kendini yetersiz görüyor ve terkedilme endişesi yaşıyor olabilir. Böyle bir blöfle ilişkinin temeli sağlam mı, er kişi kendisini gerçekten seviyor mu, saçma kaprislere rağmen onun yanında durur mu diye kendi kendine bir test yapıyor olabilir. Eğer bu gidişin dönüşü olursa rahat edecek. Olmazsa zaten beklediği son şimdi gerçekleşmiş olacak. Böylece ileride yaşayacağı kadar büyük bir acıyı şimdi yaşamış olmayacak.
iç ses: Mantıksız! Bir ilişkinin temeli böyle mi sağlamlaştırılır?...
ben: Tabi ki böyle olmaz. ama belli ki EGO devrede...
Zamanla öğrenecek ego’nun sesiyle kalbinin sesini ayırt etmeyi.
yani... umarım... biz öğrendik mi sanki? tartışılır!!!
iç ses: ...... Bu kadar felsefe yeter! Açım... Beni bu tırtıklarla mı doyuracaksın?
ben: Hadi gel sana dondurma ısmarlayayım :)
iç ses: Huh! Süper fikir! Egoyu susturmanın bir yolu dondurma olabilir! :D
ben: hahahaa! egoyu sustur, kiloları doldur! :D

7 yorum:

  1. benim iç ses de dediki geçir tepsiyi kafalarına :)))
    ego sinirle buluştuğunda garip sonuçlar çıkartıyor vesselam :))
    muckssss ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. sinire hakim olmak lazım. kızın tavırları gerçekten çileden çıkartıcıydı :)))

      Sil
  2. O kızın yaptığı karşısında yine de de çok sabırlı davranmış çocuk. Sadece çekip gitmiş.
    Öfke hareketleri bu kadar kontrolden çıkarmamalı.
    Ben olsam bir daha o kıza dönmem Sibelcim ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. o çocuğun yerinde ben olsam ben de dönmem ama nasıl sonuçlanmıştır konu Allah bilir Zeugmam :)))

      Sil
  3. Bu süper olmuş, bayıldım bayıldım..

    İç sesin ne kadar farkında hayatın. Bu çok güzel..
    :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. her daim iç sesimi dinleyebilsem keşke pe hitom :/ bir kaç tane var eskilerde kendisiyle konuşmalarım. onları da seversin zannımca ama ne zaman yazmıştım hatırlamıyorum :)

      Sil
    2. Heey bakayım onlarada öyleyse
      :)

      Sevgili Tibet'in Annesi
      :)

      Sil