Salı, Haziran 26

Geçmişe dalış 1


Şehnaz kitabın bir yerinde diyor ki; “Kişinin kendini sevebilmesi, kendine güvenmesi, şahane bir varlık olduğuna gönlünce inanabilmesi için geçmişini çözmesi ve ne olursa olsun kabullenmesi gerektiğini düşünüyorum.” ve alıyor eline eski usül bir teybi, koyuyor içine kasedi ve başlıyor kendini anlatmaya. Anlattıkça çözülüyor, çözüldükçe anlatıyor. Anlattıkça içinde gizli kalmışları, rahatlıyor. Anlattıkça kendinde neler yara bırakmış, nasıl izleri kalmış farkediyor...
Eskilere gidiyor, 8 yaşında ilk tacizine kadar hem de...

Ben de aynı onun gibi düşünüyorum.
Geçmişim çukurda benim. O kadar dibe düşmüşkü üstelik, ne kadar uzanmaya çalışırsam çalışayım, tutamıyorum bir yerinden...
Ben de yapsam Şehnaz gibi dedim okudukça... bir teyp bulamam ama bloğum var yazabilirim.
Belki ben de deşersem kendimi, bulurum önümü kesenleri...

Yapabilir miyim bilemedim önce. Ne de olsa ben, büyük ihtimalle bende en derin yarayı açmış o olayı silmek için; öncesini de sildim neredeyse. Fazlasıyla puslu hatıralar geride...

Biraz kurcaladım hafızamı ve bahsettiğim travmadan kısa bir süre öncesinde, bazı tatsız hatıralarıma rastladım. Şehnaz’ın ilk bahsettiği hatıra olduğundan mıdır nedir, benim ilk bulduğum hatıramda da taciz var...


Her ne kadar reklam camiasında olsam da, ticaret lisesi bitirmiş, muhasebe kökenliyimdir. Hepsinde olduğu gibi bizimde 2. sınıfta stajımız başlıyordu ve doğal olarak benim de bir yerde işe başlamam gerekiyordu.

Babamın çalıştığı firmanın muhasebecisinin bir arkadaşının yanında staj ayarlandı ama onun firmasının yeni yeri açılana kadar firma muhasebecisinin yanında çalışmam gerekecekti. Kendisine kısaca MUZO abi diyelim... Yaklaşık iki ay kadar sanırım, çok net hatırlayamıyorum zamanını Muzo abinin yanında staj gördüm. Bu süre zarfında Muzo abinin bol bol tacizine maruz kaldım. Kendisi bana sarılır, benim de ona sarılmamı ister ve ve bol bol okşardı beni...

Kendime güvensizliğim belki de buradan geliyordur. Neticede 15-16 yaşlarında eşek kadar bir kızım o zamanlar. Niye itiraz etmemişim ki?! Bunu babama söylersem, babamın katil olacağını düşündüğümü hatırlıyorum. Babam sakin bir adamdır ama kökeni pek parlak sayılmaz. Sülalesinin geçmişi namlıdır. Gözü döndümü neye dönüşeceğini kimse kestiremez, üstelik babamın, biz görmedik ama vardır ilginç! hikayeleri...

Galiba ben oralarda bir yerde kendime saygımı yitirdim. Muzo abiye dur demediğim, diyemediğim ya da her neyse için...
Olabilir...

Neyseki diğer büro açıldı da oraya geçiş yaptım. Çok rahatladığımı hatırlıyorum.
Asil ortak Haluk Abi ile tanıştım orada. Bugünkü bende Haluk Abi’nin katkısı çoktur. Hayrandım ona. Entellektüel, güler yüzlü, işinin ehli, çalışanlarına karşı nazik, pozitif, aile babası...

Haluk Abi her sabah o gelmeden Cumhuriyet Gazetesi’ni okumamı ister, o gelince bugünkü sabah haberleri misali özet geçmemi isterdi. Bazı haberlerle ilgili  fikrimi sorar ve beyan ettiğim fikrimi sorgulardı, boş mu konuşmuşum dolu mu anlamak için :)

Her hafta bir kitap okumamı, o kitabın özetini hafta başında anlatmamı, aynı gazete haberlerindeki gibi kitapla ilgili fikirlerimi öğrenmek isterdi.

Aslında ben Haluk Abi’nin yanında muhasebe stajı değil, hayat stajı yaptım sanırım. Bendeki araştırmacı kişilik Haluk Abi'den bana yadigar.
Geriye dönüp baktığım zaman hala daha Haluk Abi’nin yerinin ayrıcalıklı olduğunu görüyorum. Üstelik bendeki imajını eşini, en yakın arkadaşının eşiyle aldatarak yerle bir etmiş olmasına rağmen...

Erkeklere (ya da aslında AŞK'a mı acaba) olan inancım burada ciddi bir sekteye uğramış olabilir... Kimbilir...

.....

Evet... sanırım tıkandım :)
sonra devam ederim ;)

Görsel internetten alıntıdır.

13 yorum:

  1. Geçmişi çözünce şimdide insan çok mutlu yaşıyor gerçekten...
    ben bir banta anlatamayacağımdan, ya da yazamayacağımdan psikologa gittim, inan çok faydalı. Bir bilsen neleri görmemizi sağlıyor :)
    Aslında kafamızda bir şeyleri tamamen silsek hiç aklımıza gelemese inan çok mutlu oluruz :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Baharım, ben de bir iki kere denedim gitmeyi. her seferinde sen sorununun ne olduğunu biliyorsun deyip gönderdiler. ha bir de ilaç tavsiye ettiler ;)
      benim hiç hem de hiç hatırlamadığım bir şey var. emin ol hatırlamıyor olmak çok rahatsızlık verici. biliyorsun çünkü oraya bir şeyleri gömdüğünü ve o gömdüğünün ne olduğunu görmek istiyorsun. yani kısaca yarana ne sebep olmuş, bilmek istiyorsun...

      Sil
  2. pek çok kadının çocukluğunda ya da ergenliğinde var böyle anılar maalesef. mesele sadece korku değil aslında, o aşağılanma, o özsaygı yitimi var ya senin de bahsettiğin... işte o sebeple arkadaşlarına bile söyleyemez genelde kadınlar yaşadıklarını. utanır. sanki utanması gereken kendisiymiş gibi... umarım yeni nesiller "dur!" demeyi öğrenir böylelerine karşı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sırrakalem, eminim ki utanmışımdır. şimdinin aksine eskiden daha da tutuk ve kendini ifade etmeyi hiç beceremeyenlerdendim. kimbilir kafamdan neler geçmiştir?!
      umarım dediğin gibi yeni nesiller izin vermez böyle şeylere...

      Sil
  3. sanırım haıfza denen kör kuyu, açılmayagörsün...
    hem kapağı kaldırıp bakınca sarsılıyor hemde baktığın ve yüzleştiğin için rahatlıyorsun.
    önce bir acıyorsun ama kaçınılmaz.
    aslında yalnız değilsin, sırrakalem'in de dediği gibi hepimizin hayatında var böyle tacizli travmalar...
    belkide onlar bizi bugün böylesi kadınlar yapan. kimimizi güçlü (senin gibi) kimimizi yalnızlaştıran...
    yüzleşmeye devam et, mutlaka yaz bence. sonra geri dönüp okumak da iyi gelecek...
    birde sarıldım sana kocaman...
    sımsıkı...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Duygu bakalım daha açabilecek miyim? ayrıca niye meraklıysam bu kadar açmaya?
      Doğrusu dediğin gibi güçlü müyüm bilmiyorum. tek bildiğim öyle görünmeye çalıştığım, burada sizler dışında ;)
      ben de sana sarıldım...
      sımsıkı...

      Sil
  4. Off Haluk abi'de de koptum artık.

    YanıtlaSil
  5. Teyp var bende .. Göndereyim sana.. yazı iyi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. "Bana ne kardeşim senin anılarından, kendi kendine oku, dinle!" diyorsan, gönder tabii ;)

      Sil
  6. Tıkanmadan yaz,yazdıkça hafifle ve yazdıkça içini dök,elinden bu geliyorsa bunu yap,çare olamadıysa zaman belki bizlere anlatman,yazman çare olur..

    çare olmasada da belki bir parça yükünü alırız omuzundan,sonuçta birbirimizin yükünü hafifletmek için varız en çok.

    bu yüzden buralara koşuşumuz tüm ayrı kalmalara rağmen ve bu yüzden birbirimizi bulmamız,tabi başka sebepler de var..

    yaz,yazmak çoğu zaman kendini bulmanın yoludur,önünde seni tıkayanlardan yolunu temizlemektir,yaz..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. niyetim var Yıldızım... ama bir geliyor, bir gidiyor bu yazma isteği bende... bakalım, tekrar gelmesini bekliyorum :)

      Sil
  7. Öyle güzel, öyle duygu dolu yazmışsın ki, aşırı derecede etkilendim.
    İyi ki Haluk Abi varmış. Bence silip atmış sayılır daha önceki kötü anılarını.
    Sana çok büyük emek vermiş. Uyguladığı taktiklere bayıldım...
    Duygu yoğunluğu içinde yazmışsın ve çok akıcı, çok güzel olmuş Sibelim..

    YanıtlaSil